Türkiye’ye geçen yıl hızlı bir giriş yapan Dubai merkezli global dijital nakliye ağı TruKKer, bir yıldan kısa sürede yurt içinin yanı sıra 41 ülkeye gerçekleştirdiği nakliyatla önemli bir başarıya imza attı. TruKKer Türkiye Genel Müdürü Hakan Arıkan, “Türkiye’de pazar penatrasyonumuzu arttırmayı ve sektörün dijitalleşmesinde etkin bir rol oynamayı hedefliyoruz” dedi.
Dijital nakliye ağı TruKKer Türkiye, hem yurt içinde hem de yurt dışındaki faaliyetlerine tüm hızıyla devam ediyor. Arz ve talebi eşleştiren dijital yük toplama iş modelini yürüten şirket, toplam 41 ülkeye nakliyat gerçekleştiriyor. Türkiye’de lojistik sektörünün dijitalleşmesine önemli bir ivme kazandırmayı hedeflediklerini aktaran TruKKer Türkiye Genel Müdürü Hakan Arıkan, “100 arabayla eskiden dijital olmayan ortamda 100 arabalık iş yapılıyorsa şimdi 100 arabayla dijital bir şekilde 120 arabalık iş yapılması sağlanıyor. Dijital çözümler verimi artırırken; şoför de müşteri de son kullanıcı da bu durumdan memnun. Sektörde bunu gerçekleştiremeyenler de maalesef yaşayamayacak” dedi.
“Güvenilir, ucuz ve faydalı bir çözüm sunuyoruz”
TruKKer Türkiye olarak tahmine dayalı analiz odaklı eşleştirme modeli sayesinde müşteriden talebi aldıkları anda mevcut erişilebilir kamyonları, filo ve bireysel kamyon sahiplerinden temin ettiklerini söyledi. Hakan Arıkan, sistemin işleyişini de şöyle aktardı: “Araç sahipleri, TruKKer web sitesinde doğrudan talep oluşturarak, WhatsApp Bot uygulamasını kullanarak veya direkt kanallarımıza başvurarak sisteme dâhil olabiliyor. Kaydolduktan sonra, şirket içi ürün yükleme panosu uygulaması aracılığıyla satıcılar, kendilerini kamyon tipi filolarıyla kaydedebiliyor ve detaylı bilgiler ekleyebiliyor. Bir sürücüye bir yük atandığında, operasyon ekibi WhatsApp botu aracılığıyla iletişim kurabiliyor. Belirli bir kamyonun kolayca izlenmesine yardımcı olan bu yenilikle, özellikle uluslararası taşımacılıkta; güvenilir, ucuz ve faydalı bir iletişim çözümü sunuyoruz.”
“Pandemi dijitalleşmeyi hızlandırdı”Pandeminin lojistik sektöründe dijitalleşmeyi hızlandırdığını da ifade eden Arıkan, tedarik zincirindeki her adımın dijitalleşmesinin ise daha da artacağını söyledi. Arıkan, bu konudaki görüşünü, “Hammaddenin fabrikaya, üretim hattındaki ürünün raflara ulaşması, bunların hepsinin hem dijitalleşmesi hem şeffaflaşması hem de hızlanması ve bunların hepsi olurken de mümkün olduğu kadar tedarik zincirinin kırılmadan bunun yapılması her zamankinden daha önemli hale geliyor” sözleriyle açıkladı.
Hakan Arıkan, son yıllarda pandeminin yanı sıra araç arzındaki daralma, sürücü bulunabilirliğindeki azalma ve talebin aşırı dalgalanmasına bağlı olarak navlunlarda beklenenden fazla değişim ve yüksek artışlar sonucu fiyat dengesizlikleri yaşandığına da dikkat çekti. Arıkan, bu nedenle anında fiyat üretebilen dinamik fiyatlama alt yapıları kullanan dijital platformların, müşterinin şeffaflıkla fiyatlara ulaşması gibi bir dizi avantaj sağladığını ifade etti. “Müşterilerimize bunları sağlarken, kamyon sahiplerine de; güven, söz verdiğini yapan, düzenli yük bulabileceği ve parasını sorunsuz tahsil edebileceği bir platform sunuyoruz” diyen Arıkan, TruKKer Türkiye ile çalışan araç sahiplerinin teslim evrakını sisteme yüklediği gün parasını aldığını ve bir sonraki yükünü de aynı anda planlayabildiğini söyledi.
“Araç sayısı, ihracattaki artışı karşılamakta zorlanıyor”
Konuşmasında Türkiye’deki kamyon ve TIR sayısının yeterli olmadığına da değinen Hakan Arıkan, ihracatın sürekli artış göstererek rekorlar kırmasının ülke ekonomisi açısından sevindirici olduğunu ancak sektör olarak zorlandıklarına değindi. Arıkan, konuyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de araç arzı istenilen kadar artmıyor ve bu gittikçe darboğaz haline gelmeye başladı. Araçların yaşı da büyük, şoför sıkıntısı da var. İhracatın bu kadar çok arttığı bir ortamda araç ve şoför sıkıntısı sektörün çok büyük bir problemi haline gelmeye başladı. Türkiye’de bugün yaklaşık 891 bin adet kamyon ve TIR var. Bu sayı son 5 yılda sadece yüzde 6 arttı. Ancak bu ihtiyacın çok altında. Geçmiş yıllarda bu artış çok daha yüksekti. Örneğin 2003-2010 arasında yüzde 179 arttığını düşünürsek bu çok daha iyi anlaşılacaktır. Bir başka önemli nokta ise K1 belgesi. Her ne kadar trafiğe kayıtlı TIR ve kamyon sayımız 891 bin gözükse de yurtiçi bireysel nakliyecilerin sahip olması gereken K1 belge sayısı sadece 110 bin. Söz konusu belgeye çoğunlukla birer araç kayıt ettirildiğinden yurt içinde kullanılan bireysel araç sayısı 150 bin civarında. Bu da aslında trafiğe kayıtlı araç sayısının çok azının bireysel yurt içi kamyonculardan oluştuğunu gösteriyor. 2010 yılından sonraki periyotta pazara giren yeni araç sayısının azaldığını görüyoruz. Türkiye’nin büyüme rakamları ve ihracat hacmi düşünüldüğünde gerçekten araç arzındaki artışın çok az olduğunu ve artık oluşan talebi karşılayamadığını söyleyebiliriz.”